Sağlık
Nedir?
Sağlığın
Tanımı, İçeriği ve Faktörleri
Sağlık Nedir? Sağlığın Tanımı
Sağlık,
Dünya Sağlık Örgütünün 1948 yılında kabul ettiği bir tanım, üzerinde net bir
anlaşma olmamasına rağmen uluslararası olarak belirlenmiştir. Bu tanıma göre
sağlık, kişinin yalnızca hasta veya sakat olmaması değil, ruhen ve sosyal
yönden de tam bir iyilik hâlidir. Bu tanım, uluslararası olarak kabul görmüş,
fakat bazı yönlerden tartışılmıştır. Bu tanımdan yola çıkılarak hastalık (veya sayrılık) tanımı ise kişinin biyolojik,
psikolojik ve sosyal yönlerden normal işleyişini değiştiren rahatsızlıklarını,
bozukluklarını ya da işlev kayıplarını ifade eden, sağlığın bozulması
durumudur. İnsan biyopsikososyal bir varlık olarak her üç bileşeni yönünden
sağlığa ve hastalığa sahip olabilir, bu yönlerden herhangi birinde ortaya çıkan
düzensizlik, diğer iki yönü de olumsuz etkileyebilir.
İnsan, biyopsikososyal bir canlıdır. Biyolojik, psikolojik ve sosyal süreçler birbirini olumlu ya da olumsuz etkiler. Herhangi birindeki düzensizlik, hastalık nedenidir.
Dünya
Sağlık Örgütü sağlığın tanımını yaparken sakatlık, bedensel, ruhsal ve sosyal
iyilik hâllerini şu şekilde açıklamaktadır:
Sakatlık
doku ve organların doğuştan, hastalık ve kaza gibi olaylar sonucu kısmen ya da
tamamen işlevsiz kalmasıdır. Sakatlık durumu kişiyi fiziksel açıdan zorlamakta
ve günlük yaşamını aksatmaktadır.
Bedensel
iyilik, organizmada fiziksel veya biyolojik herhangi bir düzensizlik olmama
durumudur. Bedensel iyilik hâlinde vücut biyolojik, biyokimyasal ve fiziksel
tüm işlevlerini yerine getirebilir. Biyolojik işlevlerin sağlıklı bir şekilde
sürdürülebilmesi için organizmanın yaşadığı koşullara evrimsel olarak uyum
sağlaması gerekmektedir. Örneğin insanlar, önlem almadıkları takdirde aşırı
sıcak veya soğuk ortamlarda yaşayamazlar. Ancak kişinin tamamen sağlıklı
olduğunu söylemek için yalnızca biyolojik sağlık yeterli olmamaktadır.
Psikolojik
ve sosyal iyilik hâli, kişinin çevresine, topluma adapte olabilmesi ve
kendisiyle barışık yaşayabilmesidir. Kişinin toplumla ilişkisinde herhangi bir
aksaklık olmaması durumudur. Yaşam tarzı, ekonomik koşullar, mesleki kimlik,
sosyal statü, hiyerarşi, kültürel etmenler, toplumsal olaylar kişinin
psikososyal süreçlerini olumlu ya da olumsuz etkiler. Bu da doğrudan kişinin
sağlığını belirler. Aynı şekilde bu psikososyal süreçler, kişinin genetik
özelliklerinden de bağımsız değildir.
Tüm
bu iyilik hâlleri birlikte mevcut olduğunda kişinin tam sağlıklı olduğunu
söyleyebiliriz. Tam iyilik hâlinde vücut bu yönlerden bir denge durumundadır. Biyolojik,
psikolojik ya da sosyal yönlerden herhangi birinde meydana gelecek bir
bozukluk, kişinin diğer yönlerinde de aksamalara ve dengesizliğe yol açacaktır.
Bu da insanı oluşturan unsurların birbirinden tümüyle bağımsız olduğu değil,
aksine insan varlığının bir bütün olduğunu bize göstermektedir.
Sağlığın İçeriği: Sağlığın
Belirleyicileri Nelerdir? Sağlığa Etki Eden Faktörler
21.
yüzyılla birlikte, insan topluluklarında nüfusun artışı, teknolojinin olumsuz
etkisi, alışkanlıkların değişmesi, yaşam tarzının rolü, sosyoekonomik ve bazı düşünsel
değişimler, beraberinde çok ciddi sağlık sorunlarını da getirmiştir. Buna
paralel olarak insanlık tarihinde baktığımızda, insanların her döneminde çok
farklı sağlık sorunlarıyla karşılaştıklarını, sağlığın da insanlarla birlikte
evrimleştiğini söyleyebiliriz. Günümüzde, geçmişte yaşadığımız bazı
hastalıkların neredeyse tamamen önlendiğini, fakat yeni yüzyılla birlikte radyasyona
bağlı hastalıklar, obezite, diyabet, kanser ve kalp hastalıkları gibi çok ciddi
hastalıkların yaygınlaştığını görmekteyiz. Öyleyse günümüzde sağlığımıza neler
etki etmekte ve sağlığımızı neler belirlemektedir?
Dünya
Sağlık Örgütüne göre sağlığın temel belirleyicileri sosyal, ekonomik, fiziksel
çevreyle birlikte kişinin ya da toplumun süregelen alışkanlıkları, davranışları
ya da karakteristiğidir. Daha spesifik olarak bireyin sağlıklı olup olmadığını
etkileyebilecek birtakım belirleyiciler şu şekilde sıralanabilir:
-
Gelir veya sosyal konum
-
Toplumsal İlişkiler ve Sosyal Destek
Alabilme
-
Okuryazarlık ve Eğitim
-
İş ve Çalışma Koşulları
-
Sosyal Çevrenin Özellikleri
-
Fiziksel Çevrenin Özellikleri
-
Problemlerle Başa Çıkma
-
Çocuk Gelişimi
-
Bireyin Biyolojik veya Genetik
Özellikleri
-
Halk Sağlığı Çalışmaları
-
Cinsiyet
-
Kültür
Sağlık Ölçülebilir
Bireylerin,
toplumun veya bir ülkenin sağlık düzeyinin belirlenmesi için objektif verilere
ihtiyaç vardır. Objektifliği sağlayabileceğimiz en güvenilir yol, şüphesiz
istatistiksel ya da sayısal verilerdir. Sağlık hizmetlerinin gerektiği gibi
sunulabilmesi, hangi noktada ne gibi bir problemin olduğunun saptanabilmesi ve
sağlık problemlerinin detaylı analizi ancak sayısal bilgilerle mümkün olur. Bu
amaçla belirlenen ve toplumların sağlık düzeyini gösteren sayısal değerlere
sağlık ölçütleri denir. Bu sağlık ölçütleri, ilgili kurumlarca periyodik olarak
tutulmakta ve arşivlenmektedir. Sağlık ölçütleri vasıtasıyla toplumlar arasında
veya bir toplumun farklı yıllarda sahip olduğu sağlık düzeyleri arasında bir karşılaştırma
yapılabilmektedir. Bu şekilde sağlık hizmetlerinde ileriye yönelik akılcı ve
daha doğru saptamalar, çalışmalar yapma olanağı elde edilmektedir. Başlıca
sağlık ölçütleri şu şekildedir:
ü Ana ölüm hızı:
Bir ülkede bir yıl içinde gebelik, doğum ve lohusalık döneminde ölen kadın
sayısının, o yılki canlı doğum sayısına bölünmesiyle elde edilen sayının yüz
binle çarpılması sonucu bulunan sayısal değerdir. Ana ölüm hızı bir ülkenin
sağlık düzeyini gösteren önemli sağlık ölçütlerinden biridir. Ana ölüm hızının
yüksekliği, sağlık düzeyinin düşük olduğunu gösterir. Gelişmiş ülkelerde ana
ölüm hızı düşüktür.
Ülkeler
|
Ana ölüm hızı* (yüz
binde)
|
Bebek ölüm hızı**
(binde)
|
|||
|
(2000)
|
(1960)
|
(1994)
|
(2002)
|
(2004)
|
Pakistan
|
500
|
139
|
95
|
83
|
80
|
Türkiye
|
70
|
163
|
47
|
36
|
28
|
İran
|
76
|
164
|
40
|
35
|
32
|
İngiltere
|
11
|
23
|
6
|
5
|
5
|
İsveç
|
8
|
16
|
4
|
3
|
3
|
ü Bebek ölüm hızı: Bir
yılda yeni doğan bebeklerde görülen ölüm sayısının, aynı yıl içindeki canlı doğum
sayısına bölünmesi ve sonucun bin ile çarpılmasıyla bulunan sayısal değerdir. Bebek
ölüm hızının yüksek olması o ülkede gebe bakımının, çevre sağlık koşullarının, bebek
bakımı ve aşılamanın iyi olmadığını, düşük olması ise belirtilen sağlık
hizmetlerinin iyi verildiğini gösterir. Gelişmiş ülkelerde ölüm hızı düşüktür.
ü Kaba doğum hızı:
Belli bir topluluğun doğurganlık hızını ölçen ve yıllık doğum sayısının tüm
topluluğa oranını binde olarak dile getiren ölçümdür. Ülkenin doğurganlık
durumuyla ilgili bilgi verir. Kaba doğum hızı, sağlık düzeyi iyi olan gelişmiş
ülkelerde düşük, sağlık düzeyi iyi olmayan ülkelerde ise yüksektir.
Sağlık Düzeyi
|
Kaba doğum hızı (binde)
|
Kaba ölüm hızı (binde)
|
Nüfus artış oranı
|
|||||||
Ülkeler
|
1970
|
1989
|
2002
|
2004
|
1970
|
1989
|
2002
|
2004
|
1970-1990
|
1994-2004
|
Türkiye
|
39
|
29
|
21
|
20
|
13
|
8
|
6
|
7
|
2,3
|
1,6
|
Pakistan
|
43
|
46
|
36
|
29
|
18
|
12
|
10
|
8
|
2,9
|
2,3
|
İran
|
43
|
-
|
20
|
20
|
14
|
-
|
5
|
5
|
3,4
|
1,2
|
İngiltere
|
16
|
14
|
11
|
11
|
12
|
12
|
10
|
10
|
0,2
|
0,3
|
İsveç
|
14
|
-
|
10
|
11
|
10
|
-
|
11
|
10
|
0,3
|
0,2
|
Yunanistan
|
17
|
11
|
9
|
9
|
8
|
10
|
10
|
11
|
0,7
|
0,5
|
Mısır
|
40
|
30
|
27
|
25
|
17
|
10
|
6
|
6
|
2,3
|
1,9
|
Suriye
|
47
|
44
|
28
|
27
|
13
|
7
|
4
|
3
|
3,4
|
2,6
|
Fas
|
47
|
35
|
23
|
22
|
17
|
9
|
6
|
6
|
2,4
|
1,6
|
İtalya
|
17
|
10
|
9
|
9
|
10
|
10
|
11
|
11
|
0,3
|
0,1
|
* Bazı
ülkelerin temel sağlık ölçütleri, 2004 UNICEF (Resmî web sitesinden alıntıdır)
ü Kaba ölüm hızı: Ülkede
bir yıl boyunca ölenlerin toplam sayısının o ülkenin yıl ortası nüfusuna
bölümünün binle çarpılmasıyla elde edilen sayısal değerdir. Kaba ölüm hızı da
bir ülkenin sağlık ölçütlerinden biridir. Türkiye’nin kaba ölüm hızı 1970’te
%0,13, 1995’te %0,66, 2002’de %0,6’dır.
ü Nüfus artış oranı:
Nüfus artış oranı ülkenin ardışık iki nüfusu arasındaki farklı göstermektedir.
Artış oranını hesaplamak için o ülkede bir yıl içinde canlı doğum sayısından
ölümler çıkarılır, elde edilen sonuç o ülkenin yıl ortası toplam nüfusuna
bölünür. Bulunan oran bin ile çarpılır. Nüfus artış oranı gelişmiş ülkelerde
düşük, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yüksektir. Türkiye’nin 2004
yılında nüfus artış oranı binde 1,6 olarak tespit edilmiştir.
Kaynaklar:
2.
TÜİK
3.
UNICEF
Yorumlar
Yorum Gönder
Görüş, öneri, soru ve eleştirilerinizi lütfen bildiriniz. Yapıcı yorumlar değerlendirilecek; kişilik saldırıları ve üslûp hataları engellenecektir.